
Mükellef hakları ile kamu yararı arasındaki ince çizgide...
Mükellef hakları ile kamu yararı arasındaki ince çizgide...
"Devlet hukuk devletinde sınırlı doğmuştur. Haklar ve özgürlükler, devletin dahi giremeyeceği hukuk kalesiyle kuşatılmışlardır. Hukuk devletinde bu haklar ve özgürlükler, devletçe lütfedilmezler; yalnızca tanınır ve güvence altına alınırlar. Devletin ve bireyin hukuku hiçe sayma hakları yoktur. Sınırlı doğan devlette, ister işletmelerle, ister kişilerle ilgili olsun, bu sınır uyuşmazlıklarını, bağımsız ve yansız yargı çözer. Çözüm, sokağın sıcak ve duygusal mantığına göre değil, hukukun soğukkanlı mantığına göredir.
Bağımsız yargı, devleti, taahhütlerini yerine getirmeye zorlayan biricik aygıttır."
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Birleşilen kurum tarafından;
1-Münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek tüm vergi borçlarının ödeneceğinin ve diğer ödevlerinin yerine getireceğinin taahhüt edilmesi,
2-Münfesih kuruma ait beyannamenin müşterek imzalanıp Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde beyan edilmesi,
Durumunda münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez.
Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %100’ü, ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılır.
Ayrıca bu harcamalar, 213 sayılı Kanuna göre aktifleştirilmek suretiyle amortisman yoluyla itfa edilir, bir iktisadi kıymet oluşmaması hâlinde ise doğrudan gider yazılır.
Bununla birlikte Ar-Ge departmanında çalışanlar personele ödenen ücretler için gelir vergisi stopaj teşviki ile Damga Vergisi istisnaları bulunmaktadır.
İhracat hacminin genişletilmesi ve dolayısıyla döviz gelirlerinin arttırılması amacıyla ihraç edilmek üzere yabancı kurumlar tarafından (Türkiye'de iş yeri olsa veya daimî temsilci bulundursa dahi) Türkiye'de satın aldıkları malları Türkiye'de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.
Bağış ve yardımların vergi matrahından indirilebilmesi için belli şartların sağlanmış olması gerekir. Bu şartlar ilk olarak bağışın yapılacağı kurum ve kuruluşlara ilişkindir. Bununla birlikte; gerek Kurumlar Vergisi Kanunu'na gerekse Gelir Vergisi Kanunu'na göre yapılacak olan bağışların bir kısmı için tutarsal olarak sınır bulunmaktadır. Ayrıca bağış harcamalarıyla sponsorluk ve reklam harcaması arasında vergisel anlamda çok ince ayrımlar bulunmakta olup, herhangi bir eleştiri ile karşılaşmamak için detaylara dikkat etmek gerekir.
Yurtdışında faaliyet göstermek için ilgili ülkede ayrı bir şirket kurmak ile mevcut şirketinize ilgili ülkede şube açmak arasında vergisel anlamda bazı farklılıklar olduğu gibi benzer yönler de bulunmaktadır. Her iki durumda da faaliyet gösterilecek olan ülke ile Türkiye arasında düzenlenen Çifte Vergileme Önleme Anlaşması (ÇVÖA) bulunup bulunmadığı ve varsa anlaşma hükümlerinin analizi gerekmektedir. Bununla birlikte Kanunlarımıza göre yurt dışı şube kazançlarına tanınan istisnalar bulunmakla beraber yurtdışında ödenen verginin mahsubuna ilişkin düzenlemeler de bulunmaktadır.
Sermaye şirketlerinin nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden TCMB tarafından açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın yarısı kurumlar vergisi matrahından indirilebilmektedir.
İhraç kayıtlı teslim, imalatçılar tarafından imal edilen malların ihracatçılara ihraç edilmek üzere KDV tahsil edilmeksizin teslimi anlamına gelmektedir. Tahsil edilmeyen KDV vergi idaresine beyan edilmekte ancak ödenmeyerek tecil edilmektedir. Şayet süresinde ihracat gerçekleşirse tecil edilen KDV vergi idaresi tarafından terkin edilmekte, devreden KDV bulunması durumunda ise iade alınabilmektedir. İhracatı teşvik amaçlı getirilen düzenleme ihracatçılar tarafından oldukça rağbet görmektedir. Ancak...
Öğrencilere yönelik burs harcamaları ticari faaliyetle ilişkilendirilmemesi gerekçesiyle gider olarak kabul edilmemektedir. Ancak, bazı şartların sağlanması halinde öğrencilere verilen burslar ücret gideri olarak değerlendirilerek ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmektedir. Ücret olarak öğrenciye ödenen bu tutarlar şartların sağlanması durumunda gelir stopaj vergisinden de istisna olmaktadır.