Caner Turunç
Düzenleyici İşlemlere Karşı Açılan Davalarda Danıştay'ın İlk Derece Mahkemesi Olarak Verdiği Yürü...

Düzenleyici İşlemlere Karşı Açılan Davalarda Danıştay'ın İlk Derece Mahkemesi Olarak Verdiği Yürütmeyi Durdurma Kararlarında Ulaşılabilirlik Sorunu
Dün (27 Eylül 2021) 35 seri no.lu KDV tebliği ile 1/3/2021 tarihinden itibaren getirilen, tevkif edilen vergilere ilişkin iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmesini şart koşan değişikliğin yürütmesinin Danıştay 4. Dairesince durdurulmuş olduğunu davanın tarafı olan gerçek veya tüzel kişinin mali müşavirinin atmış olduğu tweet vasıtasıyla tesadüfen öğrendim.
Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılan davalarda verilen yürütmeyi durdurma kararları ile yürütmeyi durdurma kararlarının iptalleri gibi sonuç ve etkileri davanın taraflarıyla sınırlı olmayan kararların Resmi Gazete’de yayımlanmıyor olmasını Anayasal ilkeler bağlamında oldukça sorunlu bulmaktayım.
Zira, ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerde “idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması” doğası gereği sadece davaya tarafları etkileyebilecek bir husus değildir.
Bu sıkıntıyı daha önce özellikle Kurumlar Vergisi Tebliği’ndeki “Dönem kârından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde ise bu işlem sonucu ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kâr payı dağıtılması arasında fark bulunmamaktadır.” İfadesinin yargı mercilerine taşınması sonucu ilgili paragrafın;
- İlk olarak Danıştay 4. Dairesi, tarafından 16.09.2013 tarih ve E:2013/2951 sayılı kararıyla yürütmesinin durdurulması,
-Ardından Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından, 28.11.2013 tarih ve E: 2013/9 sayılı Kararı ile, Danıştay 4. Dairesi’nin yürütmeyi durdurma kararının iptal edilmesi,
-Danıştay 4. Dairesi tarafından bu defa, ilgili paragraftaki düzenlemenin 14.06.2017 tarih ve E:2013/2951 K:2017/5260 sayılı kararı ile esastan iptal edilmesi,
-Nihayetinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu tarafından, Maliye’nin temyiz talebi üzerine, 07.02.2018 tarihli ve E.2017/626, K.2018/51 sayılı Kararı ile Danıştay 4. Dairesi tarafından esastan verilen iptal kararının bozulması,
Şeklinde yaşanan uzun süreçte çok net görmüştük.
Söz konusu davanın tarafı olan Maliye Bakanlığı (GİB), Danıştay VDDK’nın 07.02.2018 tarihli bozma kararını yaklaşık altı ay sonra 03.08.2018 tarihinde internet sitesinden duyurmuştu.[1] Arada geçen bu altı aylık süreçte bozma kararından habersiz olup önceki iptal kararına güvenerek, dönem karından ayrılan yedekler kullanılmak suretiyle dağıtılan bedelsiz hisse senetlerini kar payı olarak değerlendirmeyen mükellefler ise halen her an bir vergi incelemesi ile karşı karşıya kalıp eleştiriye muhatap olabilirler.
Bu durum bizlere ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılan davalarda verilen yürütmeyi durdurma kararları ile bunların iptallerine ilişkin kararlara ulaşılabilirliğin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Zira, mülkiyet hakkına doğrudan müdahale olan vergisel düzenlemelerin aleni olması gerekir.
GEMALMAZ'ın ifadeleriyle; “Müdahalenin ulaşılabilir olması için o müdahaleye dayanak teşkil eden mevzuatın mülkiyet hakkının öznesi tarafından biliniyor ya da bilinebilecek durumda olması, diğer bir deyişle aleni olması gereklidir. Aleniyeti sağlayan ise düzenlemenin yayımlanmasıdır.”[2]
Ancak, yaşanan süreçler düzenlemenin yayımlanmasının aleniyet açısından yeterli olmadığını, düzenlemenin yürütmesini -geçici süreyle de olsa- durduran mahkeme kararlarının da yayımlanması gerektiğini bizlere göstermektedir. Aksi takdirde mükellefler durumu gecikebilen GİB duyuruları ya da dün yaşanan süreç gibi davaya taraf mükelleflerin bu durumu paylaşması ile öğrenmek durumunda kalmakta ve mağduriyetler yaşanmaktadır.
Hangi yönetmelik ve tebliğlerin Resmî Gazete’de yayımlanacağı 3011 sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanun ile düzenlenmiş ve oluşabilecek tereddütleri gidermeye de Cumhurbaşkanlığı yetkili kılınmıştır. Bu yetki de 10 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kullanılmış olup, aynı kararnamede özel kanunlarında resmi gazetede yayınlanması öngörülen mahkeme kararlarının da RG’de yayımlanacağı belirtilmiştir. 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24’üncü maddesine göre de Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışındaki düzenleyici işlemler ile Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılır. Aynı Kanun'un 40'ıncı maddesine göre de sadece İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun, içtihatların birleştirilmesi veya değiştirilmesi hakkındaki kararları, gönderildikleri tarihten itibaren bir ay içerisinde Resmi Gazete'de yayımlanmaktadır.
Dolayısıyla, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler hakkında verilen yürütmeyi durdurma kararları ile bu kararların iptaline ilişkin kararlarının da gerek Anayasal ilkeler olan ulaşılabilirlik ve öngörülebilirlik gerekse usulde paralellik ilkesi gereği yine Resmi Gazete’de yayımlanması için (vergi mahremiyeti gibi unsurlar da dikkate alınarak) yeni bir yasal düzenlemenin hayat bulması gerektiğini düşünmekteyim.
Saygılarımla,
[1] https://gib.gov.tr/1-seri-nolu-kurumlar-vergisi-genel-tebliginin-56243-bolumunun-ikinci-paragrafina-iliskin-danistay
[2] GEMALMAZ Burak. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde Mülkiyet Hakkı, İstanbul, Beta Yayınları, 2009, s445., GÜMÜŞKAYA, Gamze. a.g.e, s. 90